Empowering Educational Excellence: The Journal of Educational Impact Welcomes Your Insights!

journal of educational impact

Welcome to the frontier of educational innovation! We’re thrilled to announce that the Journal of Educational Impact is now open for submissions, inviting educators, researchers, and thought leaders to share their groundbreaking insights and discoveries in the realm of education.

At the heart of educational progress lies the exchange of ideas, the exploration of new methodologies, and the dissemination of knowledge that enhances teaching, learning, and student outcomes. The Journal of Educational Impact is dedicated to facilitating this exchange, providing a platform for scholars and practitioners to showcase their work and contribute to the collective advancement of education worldwide.

What sets the Journal of Educational Impact apart is its commitment to publishing high-quality research that not only enriches scholarly discourse but also translates into tangible improvements in educational practice. We welcome submissions from diverse perspectives and disciplines, including but not limited to:

  1. Pedagogical Innovations: Share your strategies for engaging students, fostering critical thinking, and promoting lifelong learning.
  2. Educational Technology: Explore the latest advancements in educational technology and their impact on teaching, learning, and educational outcomes.
  3. Curriculum Development: Present innovative approaches to curriculum design, assessment, and implementation that enhance student learning and success.
  4. Equity and Inclusion: Examine initiatives and policies aimed at promoting diversity, equity, and inclusion in education, ensuring that all students have access to quality learning opportunities.
  5. Teacher Professional Development: Share research on effective professional development programs that empower educators to continually improve their practice and meet the evolving needs of their students.
  6. Educational Policy and Leadership: Analyze the impact of educational policies and leadership practices on student achievement, school effectiveness, and educational equity.

As advocates for evidence-based practice, we encourage authors to ground their submissions in rigorous research methodologies and to consider the practical implications of their work for educators, policymakers, and other stakeholders in the field of education.

In addition to original research articles, the Journal of Educational Impact welcomes submissions of literature reviews, theoretical papers, case studies, and practitioner perspectives that contribute to our understanding of educational theory and practice.

Submitting your work to the Journal of Educational Impact offers numerous benefits, including:

  • Visibility and Recognition: Showcase your research to a global audience of educators, researchers, and policymakers passionate about improving education.
  • Impactful Dissemination: Contribute to the advancement of educational practice by sharing your insights and discoveries with the broader educational community.
  • Peer Collaboration: Engage in scholarly dialogue and collaboration with fellow researchers and practitioners who share your interests and expertise.

Whether you’re a seasoned researcher or a passionate educator with a compelling story to tell, we invite you to join us in our mission to drive positive educational impact through research, innovation, and collaboration.

Ready to make your mark on the future of education? Visit the journal’s submission guidelines page to learn more about the types of submissions we accept and how to prepare your manuscript for publication. We look forward to receiving your contributions and to embarking on this exciting journey of educational discovery together!

Kitap Özeti: Mir’at-ı Hakikat

Kitap: Mir’at-ı Hakikat
Yazar: Mahmud Celaleddin Paşa

III. Ahmet zamanında sadrazamlık görevini yerine getiren Damat Çorlulu Ali Paşa’nın torunlarından olan Mahmud Celalettin Paşa’nın kaleme aldığı “Mir’at-ı Hakikat” adlı eser, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında geçen yüz elli senelik savaşların özetini verdikten sonra, Sultan Abdülmecid Han’ın, Abdülaziz Han’ın ve son olarak V.Murat’ın tahta çıkışı ve sonralarında yaşanan olayları sırasına göre okuyucuya etkili bir şekilde anlatmıştır. Yazar kendisi de bizzat anlattığı olayların içinde yaşamış olduğu ve bu olaylarda rol almış olduğu için, olayların gerçeklik payı artmış ve okuyucunun bunları takip etmesi kolaylaşmıştır. Aynı zamanda devlet kademesinde yapmış olduğu çeşitli vazifelerin yazara kazandırmış olduğu tarihi değerdeki bilgilerin gelecek nesillere aktarılması adına bu eser büyük önem taşımaktadır.

I. MahmudFve II. Mahmud Dönemleri

Eser ilk olarak Osmanlı devleti ile Rusya arasında geçmiş olan elli senelik savaş döneminin özetini vermektedir. Büyük Petro döneminden başlayarak, Rusya ile olan münasebetleri kaleme alan Mahmud Celaleddin Paşa, Prut anlaşması ile Petro’nun hiçbir hükümdarın kabul edemeyeceği şartları kabul ederek Osmanlı’ya karşı büyük bir hezimete uğradığını belirtir. I. Mahmut döneminde Osmanlı’nın Avusturya ile muharebe içinde olmasını fırsat bilen Rusya, daha önce işgal ettiği ve fakat bir süre sonra geri vermek zorunda kaldığı Azak kalesini yeniden işgal etmiş, bunun yanında Karadeniz’de yeni bir donanma kurma hazırlıklarına başlamıştır. Rusya’nın sürekli olarak Osmanlı toprakları üzerinde hâkimiyet kurma isteği olduğunu söyleyen yazar, bunun Osmanlı ordusunun 1780’li yıllarda düzensizliğe girmesi ve Kaynarca anlaşması ile en üst seviyeye çıktığını belirtmiştir. Bu anlaşma ile Kırım’ın Osmanlı’dan alınmasını ve bu vesileyle Rusya’nın Osmanlı topraklarında yaşayan Hristiyanlar üzerinde hak iddia eder konuma gelmesi bu duruma bir örnek olarak gösterilmektedir. Bundan sonra oluşacak olan uyum dönemi 1821 yılında Rum kökenli yöneticilerin ayaklandırılarak Rum Vakasının ortaya çıkmasıyla da sona ermiştir.

Osmanlı devleti bu dönemde Rusya ile yaptığı savaşlarda mağlubiyetlerini hep artarda alır. Yazar Osmanlı’nın Rusya’ya karşı kazandığı zaferlerin sonuncusu olarak Prut zaferini göstermiş, bundan sonra da sözü edilebilecek bir zaferin elde edilmediğine değinmiştir. Bu yenilgilerin sebeplerine de değinilen kitapta ilk sebep olarak düzenli orduya geçil(e)memesi konusuna değinildiği görülmektedir. Bundan bahsederken Avrupa’nın girdiği savaşlarda başarılı olmasının sebebi olarak düzenli ordu sistemine geçmesi verilmektedir.

Dini İnançlara Saygı

Osmanlı devleti kuruluşundan beri bünyesinde bulunan azınlıkların dini inançlarını yerine getirmeleri konusunda azami hassasiyet göstermiş ve adaletli davranmıştır. Fakat 1800’lü yıllardan itibaren azınlıklara olan adaletli muamele bir nevi tahkir ve düşmanlığa dönüşmüştür. Bu durumu fırsat bilen Rusya, Osmanlı devletinin iç işlerine karışmak manasına gelen Osmanlı’nın bünyesindeki Hristiyanların hakkının kendisinden sorulduğunu öne sürmüş ve bunu her fırsatta Avrupa’daki diğer devletler nezdinde de dile getirmiştir. Bu dönemde Osmanlı güç olarak Rusya’ya karşılık veremeyecek halde iken ve Rusya’nın da nihai hedefi Osmanlı’yı bu coğrafyadan silmek iken, diğer Avrupalı devletlerin buna müsaade etmeyeceğini bildiği için Osmanlı devletini sıkı kayıtlar altında tutmuş ve isteklerini kolayca yaptırabilecek pozisyona gelmiştir. Yani Avrupa’daki dengeler, Rusya’nın bu emelini gerçekleştirmesine o zaman için mani olmuştur.

Abdülmecid Han tahta çıktıktan sonra, Rusya ile olan ilişkiler yine kritik seviyede devam etti. Kaynarca anlaşmasının dolaylı sonuçlarından biri olarak Rusya’nın Osmanlı devleti içindeki Ortodoksların haklarının kendisi tarafından korunduğunu ilan etmesinin ardından, Osmanlı devleti bunu kabul etmeyip kendi bekası için büyük bir tehlike anlamına geleceğini gördü. Burada şunu belirtmekte fayda vardır. Osmanlı devleti ile Rusya arasında cereyan eden bu hassas meselelerde Avrupalı devletler Rusya’dan yana olmamıştır. Osmanlı devleti içinde yaşayan azınlıkların hak ve özgürlüklerinin Osmanlı’nın iç meselesi olduğunu ve fakat bu meselenin Osmanlı tarafından mutlaka çözülmesi gerektiğine inanmışlardır. Tabi bu durum Rusya’nın işine gelmediği gibi Osmanlı devleti üzerindeki emellerini de ertelemesine neden olmuştur. Bunun sonucunda Osmanlı devleti için olumlu fakat Rusya için olumsuz sayılabilecek Paris anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma açık olarak Osmanlı’nın toprak bütünlüğünün korunmasını anlaşmaya katılan devletlerin kefaleti altına almıştır.

Üzerinde derince düşünülmesi gereken bir konu Osmanlı devlet anlayışındaki aşınmalardır. Yukarıda anlatıldığı gibi Paris anlaşması Osmanlı’nın lehine sonuçlanmış ve devletin toprak bütünlüğü garanti altına alınmıştır. Fakat yönetici kademesindeki insanların basiretsizliği, devletin barış zamanlarında sefahate düşmesine ve dolayısıyla savaş zamanlarında bu sefahatlerin sonuçlarının çok ağır olarak hissedilmesine sebep olmuştur. Bunun en güzel örneği Paris anlaşmasından sonra devlet içinde hazineden aşırı harcama ve borçlanmaların yapılmasıdır. Özellikle Abdülmecid Han döneminde uygulanan plansız bütçe harcamaları devleti dışa bağımlı hale getirmiş ve çok zora sokmuştur. Osmanlı devleti gibi kuvvetli ve dünyada sözü geçen bir ülke, Abdülmecid Han döneminde yapılan evlenme ve sünnet törenlerindeki harcamalardan bile etkilenir hale gelmiştir. Bu kısım, üzerinde özellikle düşünülmesi gerekli olan bir meseledir. Çünkü koca bir imparatorluk, günlük şahsi zevk ve hevesler uğruna hiç umursamadan heba edilme yoluna girmiştir. Paris anlaşması ile Osmanlı devletinin dışta elde ettiği itibar gerektiği gibi kullanılamamış ve içteki sefahatler ve israf sebebiyle Osmanlı devleti aslında elindeki şansı geri tepmiştir. Bu durumu fark eden Rusya, emellerine ulaşmak için tekrar harekete geçmiş ve Osmanlı devletinin içinde isyan hareketlerine destek vererek bir bakıma içteki huzursuzluğu arttırmaya çalışmıştır. Buradaki tek gayesi sadece huzursuzluk çıkarmak değil, aynı zamanda Paris anlaşması ile bir bakıma Osmanlı’nın yanında yer alan Avrupa devletleri nezdinde kamuoyu oluşturarak davasında ne kadar haklı olduğunu göstermek olmuştur. Bunu yaparken de çok etkili bir şekilde bir yandan Bulgaristan’ı, diğer yandan Sırplar ve Karadağlıları etkili bir şekilde isyana teşvik etmiştir. Bu zamandan başlayarak Osmanlı devleti içinde Rusya’nın da büyük çabalarıyla iç karışıklıklar hiçbir zaman son bulmamıştır.

Abdülaziz Han’ın tahta çıkışından sonra Eflak ve Boğdan prensliğine kefil devletlerin ittifakı ile Prusya kral hanedanından Almanya prensi Prens Charles getirildi. Bu olay göstermiştir ki artık Osmanlı devleti dışarıda bir zamanlar hiç kimseye ve hiç bir devlete sormadan tayin yapabilir konumdayken, artık batılı devletlerin iki dudağı arasında çıkan kelimeler belirleyici konuma gelmiştir. Aynı zamanda Rusya Avrupa ülkeleri nezdinde haklılığını ispatlamak için her çabayı gösteriyor ve Osmanlı bünyesinde özellikle azınlıklara karşı gelişen en ufak bir olay Rusya tarafından büyütülerek Osmanlı devletine karşı bir koz olarak kullanılıyordu. Nitekim Girit adasında meydana gelen mahalli arızalar Rusya tarafından büyütülmüş ve adadaki Müslüman olmayan halkın Osmanlı idaresinden hoşnut olmadıklarının bir göstergesi olarak sunulmuştur. Bunu yapmaktaki amacı hem Girit adasını Yunanistan topraklarına katmak, hem de Hristiyan toplulukların haklarını elde etmek maksadıyla bunları manen Osmanlı devletinden ayırmak sevdasıydı. Girit hadisesi büyüdükten sonra Osmanlı Devleti adaya asker ve donanma sevk etmeye başlar. Tam bu sırada Sırbistan Kaleleri meselesi ortaya çıkar ve Rusya’nın da kışkırtması ile Sırp Prensi Belgrad ve diğer kalelerin terkini ister. Bu isteğe Fransa açık destek vermiş ve diğer devletlerin de ısrarı ile Belgrad kalesinin muhafazası Sırbistan’a bırakılmış, diğer kaleler yıktırılmıştır. Bu olayda görüyoruz ki Osmanlı Devleti Girit adasında hali hazırda başlayan isyanla uğraşırken bir de Sırbistan ile bir sorun yaşamak istememiştir. Bundan dolayı taviz vermek zorunda kalmıştır. Bu durum da aslında Osmanlı Devleti’nin düşmüş olduğu durumu göstermesi açısından kayda değerdir.

Rusya bu dönemde sadece Girit adasındaki Hristiyan halkı ve Sırbistan’daki halkı kışkırtmakla ve ayaklanmaya teşvik etmekle kalmamış, aynı zamanda Bulgarları da Osmanlı Devlet’ine karşı ayaklandırmıştır. Bulgaristan’da bu dönemde öne çıkan dini idarelerinde istiklal arzusu, Fuad Paşa’nın sadrazamlığı döneminde Tuna vilayeti adıyla Bulgaristan’ın büyük bir kısmını içine alan mülki bir idare kurulmasıyla ve Bulgarların bu konunun kendi istiklal ümitlerine uygun düştüğünü bilmeleri sayesinde kilise ayrılması davalarından vazgeçmişlerdir. Fakat Rusya bu konuyu gündemde tutmayı başarmış ve Bulgar halkı Osmanlı Devleti aleyhine kullanmaktan geri durmamıştır. Bunun üzerine Osmanlı Devleti Bulgarların dini idarelerinin ayrılmasını kabul etmiş ve Bulgar Eksarhlığının kurulmasına karar vermiştir.

Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne karşı oynadığı oyunlar o kadar çeşitlidir ki, bu yolda her şeyi mubah görmüşlerdir. Osmanlı Devleti’nin Hristiyan vatandaşlarına karşı düzenlemiş olduğu ıslahat hareketlerini Fransa yakında takip ediyor ve yerine getirilmeyen sözlerin uygulanması için Osmanlı’ya baskı uyguluyordu. Fakat Osmanlı Devleti iç isyanları ve huzursuzlukları reformlarla halletme yoluna gittikçe, bu durum Rusya’nın işine gelmiyordu çünkü Osmanlı Devleti’ni dışarıda aciz bırakacak, ona karşı kullanacak koz bulmakta sıkıntı yaşayacaktı. Aynı zamanda başka bir amacı da Osmanlı’nın ıslahat hareketini yerine getirmesini engelleyerek bir nevi Paris anlaşmasının esasında yara açmak idi. Bu arada Osmanlı Devleti vatandaşlarından olan gayri Müslümler çocuklarını eğitim için Avrupa’ya göndermeye başlamışlardı ve bir süre sonra bunlar Avrupa’daki düşünce tarzlarından da etkilenerek ülkelerine döndükleri zaman, azınlık ve gayri Müslüm haklarından sıkça bahseder olmuşlardı. Bunların aralarında “biz de bu memleketin ahalisinden ve bu devletin tebaasındanız. Müslüman olmadığımızdan dolayı bir takım vazife ve vergilerle mükellef olduğumuzdan, Müslümanlarla aramızda tam bir eşitlik bulunmadığından dolayı perişan oluyoruz” söylemlerine başlamışlardı. Bu da doğal olarak Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakmıştı.

Osmanlı Devleti sadece siyasi olarak değil, aynı zamanda ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçiyordu. Abdülaziz Han döneminde özellikle Fuad Paşa’nın sadrazamlığı döneminde ekonomik olarak kısa bir süre istikrara rastlanmaktadır. Fakat Fuad Paşa vefat ettikten sonra Osmanlı Devleti’nin dışa karşı borçlanmaları aşırı derecede arttı. Dolayısıyla Fuad Paşa döneminde görülen kısa süreli ekonomik istikrar, yerini ekonomik bunalıma bırakmıştır. Bu dönemde özellikle devletin tüm alanlarına gelişmişliğin ulaşabilmesi için şart olan en yaygın ulaşım metodu olan demiryollarına yeterince önem gösterilmediği ya da muvaffak olunamadığı görülmektedir. Bu da doğal olarak ülkenin gelişmişliğini olumsuz yönde etkileyen bir faktör olmuştur.

Sultan Abdülaziz döneminde sadrazamlık makamına getirilen Mahmud Nedim Paşa’nın, Osmanlı Devleti için pek de hayırlara vesile olmadığı görülmektedir. Padişahı uğraşmaması gereken işlerle meşgul eden sadrazam Mahmud Nedim Paşa, keyfine göre işleri yürütmek emeline düşmüştür. Kendisinden önce göreve getirilen devlet memurlarını azl etmekle kalmamış, onlara çok çileler çektirmiştir. Bunların yanında rüşvet Mahmud Nedim Paşa zamanında had safhaya ulaşmıştır. Öyle ki Osmanlı Devleti’nin ayakta durması işlerine gelen Avrupalı devletler bile sadrazamın yaptıklarını hayretle karşılıyorlardı. Fakat hiç şaşırılmayacak şekilde Rusya, sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın izlediği yolda desteklenmesi gerektiğini düşünüyor ve öyle de yapıyordu. Yukarıda da bahsi geçen Bulgar eksarhlığı Mahmud Nedim Paşa tarafından Rusya’nın baskılarıyla kuruldu ve bununla beraber Rus nüfuzu bölgede yerleşme ve genişleme imkanı buldu.

Mahmud Nedim Paşa’nın adaletsiz ve Rusya yanlısı politikaları halkın şimdiye kadar Sultan Abdülaziz’e olan ilgisini de söndürmüş, padişaha karşı olan güven zedelenmişti. Mahmud Nedim Paşa zamanında azledilen ve görevden uzaklaştırılan Hüseyin Avni Paşa ve Şirvani-zade Rüşdü Paşa gibi nüfuz sahipleri padişaha karşı bir düşmanlık beslemeye başladılar ve padişahın hasımları arasında yerlerini aldılar.

Bu arada patlak veren önemli bir mesele de Hersek ihtilalinin çıkması olmuştur. Hersek ihtilalinin görünürdeki sebebi Hersek sancağına bağlı Nevesin kazası Hristiyanlarından yüz altmış kişinin koyun vergisinin ve bazı zabıta memurlarının zulmünden dolayı Karadağ’a geçerek Karadağ Prensi Prens Nikola’ya şikayette bulunmaları, ve Karadağ prensinin bunu Rusya’nın İstanbul büyükelçisine durumu bildirmesidir. Rusya elçisinin durumu Babıali’ye bildirmesinin ardından Osmanlı devleti bu grubun Nevesim’e iade edilmesini kararlaştırdı. Fakat yerlerine dönen bu halk, zafer kazanmış havasıyla ortaya çıktıklarından, zaten kalpleri ihtilal ateşi ile dolu olan halklarının yanlış yola sürüklenerek fesat ve huzursuzluk çıkarmalarına sebebiyet verdiler.

Hersek ihtilali aslında başlangıçta kolayca bastırılabilecekken, Sadrazam Esad Paşa’nın olaylara gereken önemi vermeyerek önlem almamasından dolayı kontrol edilemeyecek bir hal aldı. Burada not edilmesi gereken önemli bir mesele de bu dönemde özellikle devlet ahalisinde olması gereken birliktelik yerine, bunların birbirlerini çekememeleri ve birbirlerini haksız çıkarmak pahasına devletin yararına olan meselelere gereken önemi vermemeleridir. Sadrazam Esad paşanın Bosna valisi Derviş paşaya küskün olması ve buna Seraskerlikte bulunan Ali Saib Paşa’nın destek çıkmasından dolayı, Hersek isyanı Vükela meclisinde konuşulurken “işin hiç ehemmiyeti yoktur, lakin Derviş Paşa masraftan para çalmak emeliyle asker sevkine yol açmak istiyor” diyerek aslında içinde bulundukları acınılası durumu belli etmişlerdir. Osmanlı yönetimindeki heyet birbirleriyle çatışmaya devam ederken, Nevesin ihtilal topluluğu büyümeye başlamış, ve isyan alametleri Haziran 1875’te göründüğünde Osmanlı yönetimi tedbir almadığı için ihtilal büyümeye yüz tutmuştu.

Yukarıda da bahsedildiği gibi, Osmanlı devleti içinde yönetimin üst kademelerindeki insanlar atık ülkenin geleceğini düşünmektense, kendi ikbal ve geleceklerini ön plana almaya başlamışlardı. Herkes birbirine akıllara gelmeyecek tuzaklar kuruyor, durumlardan faydalanmanın sevdasına düşmüştü. Bu öyle bir hal almıştı ki, Padişah’ı kandırmak bile artık sıradan bir durum haline gelmişti. Sadrazamlık makamı için çok çeşitli entrikalar dönmüştür. Abdülaziz Han zamanında sadrazamlığı tekrar elde etmek isteyen Mahmud Nedim Paşa, padişaha çeşitli yalan vaatlerde bulunmuş, bunların gerçek olmadığını Padişah bildiği halde bir nevi çaresizlikten dolayı kabul etmek zorunda kalmıştır. Hersek meselesi Abdülaziz Han’ın canını çok sıkmıştır ve bu durumdan bir an önce kurtulmanın gerekliliğine inanmaktadır. Bu arada Mahmud Nedim Paşa, Padişah’a gelerek Hersek meselesinin Babıali tarafından gereğinden fazla büyütüldüğünü, aslında bir haftada halledilebilecek bir mesele olduğunu söyledikten sonra, Padişah bütün geçmişteki olumsuzluklara rağmen Mahmud Nedim Paşa’yı tekrar sadrazamlığa getirmiştir. Bu da gösteriyor ki yönetimdeki bu değişikliğin asıl sebebi Hersek ihtilalinin bir an önce halledilmesi ve bu yönde Islahatlar yapıldığının Avrupa devletlerine de hissettirilmesi olmuştur.

Hersek meselesi aslında Avrupa’lı devletlerin resmen Osmanlı’nın içişlerine karışmasına davet çıkarmıştır. Hatta bu davet bizzat sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın devlet şurası başkanı olarak tayin ettiği Server Paşa tarafından konsoloslara iletilmiştir. Özellikle İngiltere’nin de bu olayda rol alması gerektiğini düşünen Server Paşa, bu isteğini İngiltere’ye iletmiş fakat çok düşündürücü bir şekilde aşağıdaki cevabı almıştır:

“İngilere devleti, ihtilal mahalline konsolos gönderilmesi için yapılan teklife istemeyerek muvafakat eder. Zira konsolosların müdahalesi uygun olmaz zannındadır. Lakin bizim bu teşebbüsler dışında kalmamamız Babıali tarafından rica olunmaktadır, çünkü Osmanlı Devleti’nin kat’iyyen ecnebi müdahalesine müracaat etmeyerek, eşkıya hakkında gerekli muameleleri yerine getirmesi tercih olunur”

Unutulmaması gereken önemli bir husus, Hersek ihtilalinin sade bir halk isyanı olmadığı, aksine çok farklı bir amaçla ortaya çıktığıdır. Bu da Sırbistan ve Dalmaçya’da bulunan Islav dernekler tarafından tertip edilerek Bosna’ya saldırtılan eşkıya reislerinden ele geçirilen emirlerde yazılı olan “Müslümanları katlederek mallarını ve eşyalarını gasp etmek” ve böylece Sırp askerinin kararlaştırdığı hareketi yapmasına müsaade etmektir.

1975 yılından itibaren Bulgaristan’da dernekler kurularak Müslümanların tehdit edilmesi amaçlanmıştır. Bu dönemde Osmanlı devleti içinde özellikle sadrazam tarafından gösterilen basiretsizlikler devletin geleceği adına hiç de iyi olmayan sonuçlar doğurmuştur. Öyle ki Rusya çok kolay Osmanlı devlet erkanını istediği şekilde yönlendirebiliyor ve istediğini yaptırıyordu. Bulgaristan meselesinde de durum bundan farklı olmamıştır. O dönemde Bulgaristan içindeki karışıklıkları fırsat bilen Rusya, Osmanlı devletine Bulgaristan’da oluşabilecek huzursuzlukların giderilmesi gerektiğini, aksi taktirde diğer devletlerin bu olaylara kayıtsız kalamayacağını, fesat ateşini söndürmeye çalışan Edirne valisi Hurşit Paşa ve Filibe mutasarrıfı ve Kızanlık kaymakamlarının görevden alınmasını, ve hapsolunan Bulgar kökenli vatandaşların serbest bırakılması gerektiğini söyleyerek bir nevi Osmanlı devletini gizliden tehdit etmiştir. Ama nedense o dönemde Sadrazam olarak görev yapan Mahmud Nedim Paşa Bulgaristan içindeki fesat ateşini söndürmeye yönelik tedbirler almak yerine Rusya’nın sözünü dinleyip vali ve kaymakamları görevden aldı ve hapisteki Bulgarların da tahliyesine karar verdi. Bu olaydan sonra Bulgar vatandaşların isyanı genişledi ve süreç hızlanmış oldu. Burada dikkat çekilmesi gereken konuların başında şüphesiz ki Sadrazam makamında bulunan birinin ülkesi içindeki isyanı bastırmaya yönelik adım atan kendi görevlisini değil de uzun zamandır düşmanlığı ve emelleri herkesçe bilinen dış güçlerin sözüne kanıp hareket etmesidir.

Aynı döneme denk elen bir diğer hadise olan Sırbistan’ın asayiş meselesinde de Osmanlı devleti dışa bağımlı hale getirilmiş, ve kendi kararıyla herhangi bir müdahale yapamaz hale gelmişti. Paris muahedesinin 21. ve 29. Maddeleri gereğince Sırbistan’ın asayişini bozan herhangi bir hareket ortaya çıkacak olursa, bunun nasıl engelleneceğine Osmanlı devleti tek başına karar vermede yetkili değildi artık. Bu mesele gündeme geldiğinde yapılacak olan müdahaleye Osmanlı devleti ile birlikte anlaşmaya imza atan devletler beraber karar vereceklerdi. Bunun tek anlamı şudur ki Avrupa devletleri Osmanlı Devleti’ne artık “senin sözün burada geçmez” demeye başlamıştır ve buna Osmanlı devleti sadece imza atmakla yetinmiştir.

Sadrazam Mahmud Nedim Paşa zamanında had safhaya ulaşan mali açıklar, sadrazamın çeşitli kesintiler yapmasına neden olmuştur. Bu dönemde gelirlere oranla yapılan masrafların 5 milyon liradan fazla olduğunu gören Sadrazam, çok kritik bir karar vererek askeri harcamalarda önemli oranlarda kesintiye gitmiştir. Aslında Osmanlı Devleti, yapılan kesintilerin askeri alanda oluşturacağı olumsuz etkilerin farkındaydı. Fakat ülke ekonomik açıdan o kadar darboğaza girmişti ki, artık Avrupa devletleri de Osmanlı Devleti’ne borç vermeyi kabul etmez olmuşlardı. Aslında ülkenin ekonomik olarak bu kadar zor duruma düşmesinde yine ana rolü ülkeyi yöneten kadrolar oynamıştır. Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın bu dönemde yayınladığı bir kararname, bütün muntazam borç faizlerinin beş sene sonuna kadar yarısının nakden, diğer yarısının ise %5 faizli bir senet ile ödenmesini hükme bağlamıştır. Bu şekilde verilecek olan yarı faizlerin taksitlerinin gümrük, tütün, tuz varidatı, ve mısır vergisi ile toplanacağı duyurulmuştur. Fakat bu durum çoğu kişinin bir anda zenginken fakir olmasına sebebiyet vermiştir. Bu arada önceden durumun farkında olan ve bu meselenin görüşüldüğü komisyonda olan kişilerin çoğu, kararname yayınlanmadan bir gün önce Galata mezadında düşük bedelle gizliden satın almış oldukları tahvillerin bir gün sonra aniden yükselmesi karşısında bir gecede binlerce altın kazanmışlardı. Bu da göstermektedir ki devlet idaresindeki şahıslar kendi çıkar ve menfaatleri için, yüzyıllar boyu Dünya’ya hükmetmiş ve sözünü geçirmiş olan bir devleti zarara uğratmada herhangi bir sorun görmemişlerdir.

Ülkenin ekonomik olarak sıkıntılı günler geçirmesinin yanında Avrupa’daki topraklarında devam eden isyanlarla da uğraşmak zorunda kalması, dikkatlerin bir yere verilememesine neden olmuştur. Bu dönemde çıkan isyan hareketlerinden biri olan Bulgaristan ihtilali, aslında sadece Osmanlı Devleti’ni değil, aynı zamanda Avusturya’yı da tehdit etmiştir. Fakat Avusturya durumu önceden fark ederek erken davranmış ve bir bakıma yeterli özeni göstererek Bulgaristan ihtilalinin kendi topraklarına sıçramasını engellemiştir. Fakat Osmanlı devletinin başında bulunan çeşit çeşit sıkıntılara bir de burası eklenince doğal olarak dikkatlerin hepsi burada toplanamamış ve Bulgaristan ihtilali devletin altından kalkamayacağı bir hal almıştır. Avusturya’nın meseleyi önceden ele alması ve çözmesiyle beraber bölgedeki tüm Islav sorunları Osmanlı Devleti’nin üzerine kalmıştır. Bu sorunları çözmek için Osmanlı devleti isyancıları idam etmeye kadar işi ileri götürmüş fakat bundan bir netice alamamıştır. Bu dönemde yine aynı hatalar yapılmış ve Rusya’nın sözüne güvenilerek Bulgaristan’da asker sayısı arttırılmamış, ve Bulgarların korkutulmasının ihtilali hızlandıracağı endişesine düşülmüştür. Öyle ki bu dönemde Mahmud Nedim Paşa’ya gelen istihbarat bilgileri bile değerlendirilmemiş, ve Bulgarların üzerine gidilmemesi kararlaştırılmıştır. Halbuki Bulgarlar çoktan isyan hareketlerine başlamışlar ve işi büyütme niyetine girmişlerdi. Rusya’ya karşı kanmalar o kadar artmıştır ki, bu dönemde yerli birisinin konsolos olamayacağı açıkça hükümlerde yazılıyken, Rusya isteğiyle Nayden Gerof’u Filibe’ye tayin etmiştir ve Osmanlı devleti de buna onay vermiştir. Bu da göstermektedir ki bu dönemde memuriyet atamalarına bile karışma cüreti ve cesareti gösteren Rusya’ya karşı herhangi bir önlem alınmamasının yanında, bir bakıma arka çıkılmıştır.

Bulgaristan ihtilali öncesi ve sonrasında bölgede yaşayan Müslüman halka tarifi imkansız eziyetler çektirilmiş, ve bulundukları yerden göç etmeleri sağlanmıştır. Bulgar köylüleri isyan ederek buldukları Müslümanları vahşiyane bir şekilde katletmiş ve evlerini yakıp yıkmışlardır. Sadece Müslümanlarla da kalmamışlar, aynı zamanda kendilerine katılmak istemeyen Bulgar halkını da yerlerinden ederek eziyette bulunmuşlardır. Bölgede kurulan telgraf ve köprü altyapılarını tamamen tahrip etmiş, Belva demiryolu istasyonunu içindeki görevlilerle beraber yakmış, ve özellikle çocuk ve kadınları katlederek tecavüzde bulunmuşlardır. Tüm bu olaylara rağmen, Rusya durumu mahalli bir isyan olarak Osmanlı devletine gösterebilmiş, ve asker sevkiyatını geciktirmeyi başarmıştır. Bu durumda bile Rusya’ya güvenilip asker sevkiyatı yapmada gecikilmesi, aslında ne denli bir basiretsizlik ve beceriksizlikle karşı karşıya kalındığının göstergesidir.

Avrupa çapında Osmanlı Devleti’nin arka arkaya mücadele etmek zorunda kaldığı isyanlardan dolayı ülke içindeki halk da artık yorulmuş ve isyan derecesine gelmiştir. Bulgaristan ve Hersek isyanlarından dolayı halkın yönetime karşı güven duygusu zedelenmiş, ve hatta İstanbul içinde halk silahlanmaya başlamıştır. 1876 yılında Müslüman olmak için gelen Bulgar kökenli bir kızın Amerika konsolosu ve fakat hakikatte Rusya’lı Perikli Lazari tarafından yüz elli kadar adamıyla kaçırılmış olması ve kızın Müslümanlar tarafından geri istenmesi zaten gerilmiş olan ortamı iyice germiştir. Rusya, her zaman yaptığı gibi bu olayı da çok iyi değerlendirmiş ve dış dünyaya Osmanlı Devleti içindeki Hristiyanlara baskı yapıldığını ve din değiştirmeleri konusunda zor kullandıklarını anlatmaya başlamıştır. Bu da tabi ki Rusya’nın Osmanlı Devleti içindeki azınlıkların dini özgürlüklerini himaye altına alma isteğinin bir tür gerekçesini oluşturmuştur.

Mahmud Nedim paşa görüldüğü gibi bulunduğu zaman diliminde devletin bekasını olumlu yada olmuşuz etkileyebilecek sayısız işe imzasını atmıştır. Bu makamda duran birinin dostlarının bol olmasının yanında düşmanları da hiç eksik olmaz. Nitekim Mahmud Nedim Paşa bir kaç kez sadrazamlıktan ayrıldıktan sonra tekrar bir şekilde o makama gelmiş, en son işine son verildikten sonra tekrar geri dönebileceğinin sinyalleri bile halkın ve Padişah’ın çevresindekilerin tepkisini çekmeye yetmiştir. Abdülaziz Han, Mahmud Nedim Paşa’ya bir ara tekrar sadrazamlığı teklif ettikten sonra, Abdülaziz hakkında yakın çevresi gizliden kin beslemeye başladılar ve bunu daha ileri götürüp padişahı baştan indirmeye kadar ilerlediler.

Bu dönemde dikkat çeken hadiselerin başında belki de kişisel hırs ve emellerin ne derece devletin bekasının önüne geçtiği gelmektedir. Buna örnek olarak Mahmud Nedim Paşa’nın daha önce bir kararname ile faizlerin indirilmesine karar verdiği ve fakat daha sonraları bunun olumsuz neticelerinin olduğu görüldükten sonra, İngiliz Palmer Bankası ile anlaşmaya vararak borçları birleştirme girişimi verilebilir. Anlaşmanın özet olarak detayları Mahmud Celalettin Paşa tarafından şu şekilde anlatılmaktadır:

“Osmanlı Devleti’nin 196 Milyon lirayı aşan umumi borçları için yeniden 125 milyon liralık bir cins tahvilat çıkarılarak bunun umumi borçlar tahvillerinin değiştirilmesine bırakılacak kısmının fazlasından 30 Milyon 800 bu kadar bin liralığı düzensiz borçlar ve fevkalade masrafların ödenmesine, 7.5 Milyon liralığı Rumeli demiryollarının inşaatına ayrılması, bu yeni tahvilata beş senede yüzde 5 ve ondan sonra yüzde 6 faiz verilmesi, tahsis edilecek ana para ile yıllık 270.000 liralık tahvilatın kur’a ile kaldırılması ve bunların karşılıklarının sağlanması için bir iltizam şirketi kurularak gümrük, tuz, tütün, ve buna benzer vergi gelirleri ile Rumeli ve Anadolu’da yedi sekiz vilayetin öşürleri ve daha başka iradı bu şirkete otuz sene müddetle götürü olarak ihale kılınması esaslarından ibaretti.”

Yukarıdaki ibarelerden ilk bakışta sorun olduğunu anlamak biraz güç olabilir çünkü günümüz dünyasında da buna benzer anlaşmalar sıkça yapılmaktadır. Fakat bu anlaşmanın da bir şartının olduğunu Mahmud Celalettin Paşa bize şu şekilde bildirmektedir:

“Mahmud Nedim Paşa, Palmer bankası ile diğer müteahhitlerden işin bitiminde Padişah’a yarım milyon lira veyahut bu miktar lirayı tedarik etmeye yetecek kadar hisse senedleri hediye edeceklerini ihtiva eden, sarraf Yunanlı Zarifi’den bir taahhüd senedi alıp el yazısı ile olan tercümesini takdimle, Sultan Abdülaziz’i kat’i müsaadeye meylettirdiğinden Vükelanın çoğu meselenin kararında muvafakat tarafını tutmuşlardı.”

Yukarıda bahsi geçen “padişaha yarım milyon liralık hisse” meselesi dikkate değer bir konudur. Padişahın bu parayı şahsı için alıp almadığı, aldıktan sonra bunu devletin bütçesine yerleştirip yerleştirmediği gibi soruların cevabı kitapta bulunmamaktadır. Fakat başka bir yerde Mahmud Celaleddin Paşa, Abdülaziz’in bu parayı almak için son bir çaba sarf ettiğini ve bunu kendisi için almayı planladığını yazmaktadır. Kesin karar verecek merci olmadığımız için bu konunun araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu konuda son olarak yine Mahmud Celaleddin Paşa’nın sözlerini dinlemekte yarar vardır:

“Sultan Abdülaziz bahsi geçen mukavelenin ittifakla terk edildiğini görünce, yukarıda söylediğimiz rüşved senedinin tercümesini Mabeyn Başkatibi Atıf Bey eliyle Babıali’ye gönderdi. Kendi imzasına karşılık vaat edilen hisse senedleri bedelinden menfaatini korumak için imada bulununca, Sadrazam Mehmed Rüştü Paşa Atıf Bey’i sert ve acı sözlerle geri çevirmişti ki bu husus hem Mahmud Nedim Paşa’nın teşebbüslerini irtikâp çirkefliği ile karışmış olmak üzere ilan ve kötülemeye ve hem de Sultan Aziz hakkında umumun nefretini arttırmaya sebep oldu, belki de tahttan indirme işinin icrasını çabuklaştırdı.”

Bu süreçten sonra, daha önceleri de gözü hep devlet makamında olan Hüseyin Avni Paşa, sürekli sultanı tahttan indirme planları yapmıştır. Bu emelinde sarayın içinden de destek verecek olan şahıslarla beraber hareket etmiştir. Hüseyin Avni Paşa ve arkadaşları padişahı kendisine imtiyaz ve para istediği için tahttan indirmek istediklerini beyan etmişlerdir fakat durum aslında hiç de böyle değildir. Padişah’ın para istediği doğru olabilir fakat tahttan indirilmesinin istenmesinin nedeni makam ve maddiyat hırsı olmuştur. Mahmud Celaleddin Paşa’nın da dediği gibi, hilafet ve saltanatı temsil eden büyük bir padişahın Vükeladan iki üç kişi tarafından şahsi garezleri dolaysıyla indirildiği daha önce görülmemiş bir olaydır. Buradan da anlıyoruz ki Abdülaziz Han’ın tahttan indirilmesinin nedeni Osmanlı devletini düze çıkarmak değil, kişisel garez ve ihtiraslar olmuştur. Sultanı tahttan indirdikleri zaman da asıl maksatlarını gizlemişler, ve halkın teveccüh ettiğini bildikleri fetva makamını dahi kullanmada herhangi bir beis görmemişlerdir. Bu anlamda zamanın Fetva Emini Kara Halil Efendi’den padişahın akli dengesinin yerinde olmadığına ve siyasi işlerden habersiz olduğu için tahttan indirilmesine cevaz veren bir fetva yayınlamışlardır. Sonuçta bir gece yarısı padişahı yatağından kaldırarak saraydan uzaklaştırmışlar ve yerine de V. Murad’ı getirmişlerdir. Kendi evinde Abdülaziz Han’a hapis hayatı yaşattılar. Askerler evin çevresinden bir an olsun ayrılmadılar. En son vefat ettiğinde dahi cesedine musallat olan kişilere herhangi bir engelleme olmamış ve sultana yaraşır bir cenaze töreni bile yapılmamıştır. Sultanın ölümünü kendi çıkardıkları fetvaya dayanak gösteren Hüseyin Avni Paşa, bu şekilde haklılığını ispat etmeye gayret etmiştir. Fakat olayın ecelden ziyade suikast olduğu şüpheleri o zaman da konuşulmaktaydı.

Aslında kaderin adalet etmesi meselesi V. Murad’ın cinnet geçirmesiyle bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Yukarıda da bahsedildiği gibi, Abdülaziz Han’ın tahttan indirilmesi için çok uğraşlar verilmiş ve en sonunda akli dengesini kaybettiğine dair fetva çıkarıp V. Murad’ı başa geçirenler, çok kısa bir süre sonra V. Murad’ın cinnet geçirmesi ve unutkanlık hastalığının başlamasıyla zor duruma düşmüşler ve padişahı halkan saklama gayretlerine girmişlerdir. Nitekim kendi ölümleri de Çerkez Hasan adında kişisel husumet besleyen bir kişi tarafından feci bir şekilde vükela toplantısının basılması ile olmuştur.

PISA 2015: Eğitim’in kalitesinin arttırılması için neler yapılabilir?

PISA2015

[heading] PISA2015 Sonuçları Üzerine Kısa Bir Değerlendirme [/heading]

Pisa 2015 sonuçları açıklandı. Türkiye’nin gelişen bir ekonomi olarak üst sıralarda olmasını beklediğimiz sonuçlarda maalesef istediğimiz tabloyu göremedik. Bundan daha kötüsü ise eğitimin gün geçtikte daha da kötü bir hal aldığının ortaya çıkmış olmasıdır. Nitekim bundan önceki PISA sonuçlarında en azından ilk 50 ülke sıralamasında yer alan Türkiye, artık o resimden de çıkmış görünüyor.

Fen bilimleri, okuma ve matematik alanlarında OECD ortalamasının oldukça altında olan Türkiye’nin eğitim alanında mutlaka yeni ve kapsamlı tedbirler alması gerekmektedir. Bu anlamda aşağıdaki üç farklı resimde diğer katılımcı ülkelere kıyasla ülkemizin durumunu görmemiz mümkündür.

Aslında sonuç raporunda dolaylı olarak geçen fakat maddeler halinde sıralanmayan alınabilecek önlemleri maddeler halinde sıralamaya çalışalım.

[heading] Eğitim’in kalitesinin arttırılması için neler yapılabilir?[/heading]

  1. Fen bilimleri alanında kalitenin ve ilginin artması için öğrencilerin sosyo-ekonomik anlamda da yaşam şartlarının gelişmesi önemlidir.
  2. Yabancı göçmen nüfusunun yüksek olduğu okullarda bu oranın eğitim kalitesi üzerine etkisi görülmemiştir. Bu durumda yabancı göçmen öğrenci sayısının fazla olması eğitimde kalitesizliğin nedeni olarak sunulamaz.
  3. Toplum olarak özellikle ev ortamında küçük yaştan itibaren çocukların aileler tarafından fen eğitimine özendirilmemesi, bu anlamda ailelerin de konuya duyarsız kalmaları, öğrencilerin okul yaşamında da bu alana duyarsız olmasıyla sonuçlanabilmektedir. Fen eğitiminde kalitenin arttırılmasının bir yolu olarak ailelerin bu konuda bilinçlendirilmeleri düşünülebilir. Bunun yanında okullarımızda fen bilimlerinin öğrenciler için daha cazip hale getirilmesi, korkulan bir alan olmaktan çıkarılıp zevkli bir alan haline getirilmesi de öğretmenlerimiz için önemli hedeflerden biri olmalıdır.
  4. Eğitimde başarılı olmanın sırrı temelin iyi atılmasındadır. Bundan dolayı ilköğretim çağında yüksek kalitede eğitim verilmesi öncelikler arasında yerini almalıdır.
  5. Ekonomik ve sosyal açıdan dezavantajlı konumda bulunan öğrencilerin, fen bilimleri alanında ortalama 88 puan geride oldukları ortaya çıkmıştır. Bu durumda ekonomik yatırımların dezavantajlı bölgelere daha fazla yapılması bir önlem olarak düşünülebilir.
  6. Sosyal ve ekonomik açıdan gelişmiş toplumlarda bulunan okulların eğitimi sevdirmek ve etkili kılmak amacıyla okullarda fen bilimleri kulüpleri ve bu çerçevede aktiviteler yaptıkları tespit edilmiştir. Bu anlamda okullarda fen bilimleri kulüplerinin ön plana çıkarılmaları sağlanabilir.
  7. Eğitimsel gelişmenin öğrencilerin öğrenmeye ayırdıkları zamanın yoğunluğu ve ders dışı aktivitelerin kalitesiyle doğru orantılı olduğu düşünüldüğünde, bu yönde adımların atılması ele alınabilir.
  8. Devamsızlık oranının düşük olmasının düşük not ortalaması üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu anlamda özellikle sosyo-ekonomik anlamda dezavantajlı bölgelerde yüksek olan okula devamsızlık oranının düşürülmesi için velilerin bilgilendirilmesi ve okulun daha cazip mekanlar haline getirilmesi gibi alanlarda uygun adımların atılması şarttır.
  9. Özel okullarda bulunan öğrencilerin devlet okullarına kıyasla fen bilimlerinde çok daha iyi oldukları görülmektedir. Bunun arkasındaki sebeplerin iyi araştırılması ve devlet okullarında bu anlamda düzenlemelerin yapılması önemli bir adım olacaktır.
  10. Sınıf öğrenci mevcutlarının az olmasının, öğretmenlerin öğrencilerin ihtiyaçlarına göre eğitim vermesinde önemli rol oynadığı ve bunun beraberinde başarıyı getirdiği tespit edilmiştir. Bu anlamda öğretmen başına düşen öğrenci sayısının azaltılarak bireysel ihtiyaçlara cevap verebilecek sınıf ortamlarının oluşturulması önemlidir.
  11. Araştırmanın önemli bulgularından birisi okuldan sonra alınan özel ders ya da hafta sonu yetiştirme kurslarını yakından ilgilendirmektedir. Bu anlamda okul saatlerinden sonra özel ders ya da kurslara katılan öğrencilerin fen bilimleri alanında ek ders almayan öğrencilere kıyasla daha kötü notlar aldığı tespit edilmiştir. Fen bilimlerinin okulda öğrenilmeye çalışılması, okul sonrası ek derslerle öğrenilmeye çalışılmasına kıyasla daha olumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu anlamda hafta sonu yetiştirme kursları ve özel derslerin etkisi üzerine kapsamlı çalışmaların yapılması ve kaynakların doğru yerde kullanılması önem arz etmektedir.
  12. Fen bilimleri alanında başarının belki de en önemli nedeni, öğretmenlerin öğretim tarzıyla ilgilidir. Bu anlamda öğrentmenlerin bilimsel görüşleri açıkladıkları, kendi sorularını tartışmaya açtıkları ve bir düşünceyi örnekle açıkladıkları derslerde öğrencilerin daha başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerimizin sadece kalıp gerçekleri ezberleten bireyler olmaktan çıkıp öğrencilere sorgulamayı öğreten bireyler olmaları bu anlamda atılacak önemli adımlardan biridir. Bu da beraberinde okul yönetiminin müfredat üzerinde etkisinin arttırılması anlamına gelebilir. Okullara bu anlamda belirlenmiş müfredat dışına çıkıp kendi müfredatlarını uygulama özgürlüğünün verilmesi üzerine çalışmalar yapılabilir.
  13. Kulüp aktiviteleri, spor, kültürel ve sanatsal aktivitelerin eksikliği özellikle sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı öğrenciler üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır. Bu anlamda hem okula devam sorununun giderilmesi hem de eğitim kalitesinin arttırılması için bu tür aktivitelere yer verilmesi, okulun sadece bilgi yükleme yeri olmaktan çıkıp hayatın en önemli kurumu olmasını sağlayacaktır.

OECD ve Türkiye’de Eğitim

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli faktörlerin başında, eğitime ve insana yapılan yatırımların seviyesi gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin özellikle sanayi, tarım ve teknoloji gibi alanlarda yaptığıyatırımlara ve elde ettiği sonuçlara eğitime ve insana yapılan yatırımla karşılaştırmalı olarak bakıldığında, bu alanlardaki gelişmelerin eğitime yapılan yatırımlarla doğrudan ilgili olduğu görülecektir.

1960 yılında 20 ülke tarafından oluşturulan ve daha sonraları14 ülkenin katıldığı Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), üye ülkelerden çeşitli alanlarda veri toplama, bu verileri analiz etme ve analizler sonucunda verilen kararlar çerçevesinde önerilerin üye ülkeler tarafından uygulamaya konulmasıkonusunda çalışmalar yürütmektedir. Bu örgütün üyeleri arasında Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerin yanında Meksika, Şili ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de bulunmaktadır. Eğitime ve insana yapılan yatırımlara özellikle OECD ülkeleri kapsamında bakmak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sıralaması konusunda görüş sahibi olmak açısından önemlidir. OECD ülkeleri 2014 yılında yayınlanan ve OECD ülkelerinin genel olarak eğitim sistemlerini detaylı bir şekilde ele alan ͚Education at a Glance͛ raporu, Türkiye͛nin de içinde yer aldığı çok sayıda ülkeden detaylı veriler sunmaktadır.

Öğrenci başına harcanan tutara baktığımızda Türkiye͛nin sıralamada 36 ülke arasında 35. Sırada yer aldığını görmekteyiz. İsviçre͛de bu rakam 16.090 dolar civarında, Amerika Birleşik Devletleri͛nde 15.344 dolar, Almanya͛da ise 10.904 dolar olmuştur. OECD ülkelerinin ortalamasının 9.251 dolar olarak kaydedildiği raporda, Türkiye͛de öğrenci başına 3.240 dolar harcandığı görülmektedir. Şili ve Çek Cumhuriyeti gibi sıralamada Türkiye͛ye en yakın olan ülkelerin bile Türkiye ortalamasının neredeyse iki katı öğrenci başına harcama yaptığı görülmektedir. Türkiye͛nin öğrenci başına en fazla yatırımı yükseköğretim seviyesinde yaptığını, bunun yanında ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında öğrenci başına düşen harcamanın OECD ülkelerinin ortalamasının çok altında olduğunu söyleyebiliriz. Buradan eğitim sistemimizde ilköğretim ve ortaöğretime gereken önemin verilmediği sonucunu çıkarmak mümkündür. Zira gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğu ilköğretim ve ortaöğretime yükseköğretimden daha fazla yatırım yapmaktadır. Gelecek nesillerin istenen seviyelere gelebilmesi için temellerinin sağlam atılması büyük önem arz etmektedir. Burada gelişmiş ülkelerin yaptığı da aslında üniversite eğitimi almasa bile bireylerin kaliteli eğitim almasına olanak sağlamasıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde öğrenciye yeterli yatırımı yapmaması, üniversite eğitimi almayacak olan bireylerin belli seviyenin üstüne çıkamaması, üniversite eğitimi almış bireylerin ise temelden kaliteli eğitim alamadıkları için gelişmiş ülkelerden aynı seviyede mezunlarla aralarında belirgin farkların ortaya çıkmasıyla sonuçlanmaktadır.

Öğrenci başına yapılan ortalama harcamayı etkileyen faktörlerin başında öğretmen maaşları ve haftalık ders saat yükü gelmektedir. Buna göre mevcut kayıtlı öğrenci ortalaması ile öğretmen sayısıarasında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında muazzam farklar bulunmaktadır. Lüksemburg bu anlamda tüm OECD ülkeleri arasında belirgin bir şekilde olumlu anlamda ön plana çıkmaktadır. Lüksemburg͛u Belçika, Avusturya, Fransa ve Finlandiya takip etmektedir. Bu ülkelerde hem öğretmen başına düşen öğrenci sayısı düşük, hem de öğretmenlerin ders yükü daha azdır. Buna karşın, sıralamanın sonlarında yer alan Türkiye, Estonya, Slovakya ve Meksika gibi ülkelerde öğretmen başına düşen öğrenci sayısındaki fazlalık ve öğretmenlerin ders yükündeki artış dikkat çekmektedir. Bu tür ülkelerde daha az insanla daha çok öğrenciye ulaşma söz konusudur ve bu durum doğal olarak ilk sırada yer alan ülkelerde sunulan kaliteli eğitimin bu ülkelerde sunulmasının çok da kolay olmayacağı anlamına gelmektedir.

Eğitim sistemimizin kaliteli bireyler yetiştirmesi ancak buna verilen değerle mümkündür. Yeterli yatırımları ve iyileştirmeleri yapmadan, gelişmiş ülkelerin seviyesine gelmeyi düşünmek hayalden öteye gitmeyecektir. Kaliteli nesillerin yetiştirilmesi, kaliteli ve mutlu eğitmenlerle mümkündür. Eğitmenlerin
kaliteli olması ayrı bir konu olmakla beraber, ilköğretim ve ortaöğretimde verilecek olan eğitimin öğretmen yetiştiren kurumların kalitesi üzerinde de önemli etkisinin olacağını söylemekle yetinelim. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının OECD ortalamasının 14 olduğu bir yerde Türkiye olarak 21 olan ortalamanın çok da iyi olmadığı görülecektir. Gelişmiş ülkelerde bu oran 14ün altında yer almaktadır. Şüphesiz son yıllarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısında Türkiye͛de belirgin iyileşmeler oldu fakat günümüz koşullarında ortalamanın hala çok yüksek olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

Hem teknoloji, hem sanayi, hem de diğer akla gelebilecek olan sektörlerde dünyanın gelişmiş ülkelerinin arasında yer almak ve onlarla yarışır pozisyonda olabilmek için eğitime yapılan yatırımların arttırılmasıgerçeğini kabul etmek gerekir. Az insanla çok iş yapma düşüncesi beraberinde kaliteyi değil, tam tersine mutsuz çalışan kitlesini ve beraberinde düşük performansı getirecektir. Öğrencilerin bilgiyi edinirken çağa uygun teknolojileri de gerçek anlamda kullanabildikleri, geniş sınıflarda ferah ortamlarda eğitim alabildikleri ve öğretmenlerin hem ekonomik anlamda hem de ders yükü anlamında daha yüksek performans gösterebilecekleri ortamların oluşturulması, gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaşmak için yeterli olmasa da en azından bu yolda bu amaçla atılacak önemli adımlar arasında düşünülebilir.

Gatotkaca
JKT48
Kopi Gayo
Juara Liga Bola Basket
Game HP yang Cocok untuk Anak-Anak
10 Game Ramah Anak Tahun 2024
Harpitnas
Muntaber
Hardiknas
Paspampres
Pakcoy
Harkitnas
Tangkuban Perahu
Sibolangit
Simarjarunjung
Sigura-gura
Simanindo
Padarincang
Cilawu
Cilengkrang
Kolektor
Pelukis
Pancoran
Kualitas
Jasmani
Cipanas
Eksklusif Inovatif
Xenia
Wamena
Parapat
Penatapan
Balige
Ciomas
https://aaatrucksandautowreckings.com
https://narentechnologies.com
https://youthlinkjamica.com
https://arbirate.com
https://playoutworlder.com
https://temeculabluegrass.com
https://eldesigners.com
https://cheklani.com
https://totodal.com
https://kmspicodownloads.com
https://apkcrave.com
https://bestcarinsurancewsa.com
https://complidia.com
https://eveningupdates.com
https://livingauberean.com
https://mcochacks.com
https://mostcreativeresumes.com
https://oxcarttavern.com
https://riceandshinebrunch.com
https://shoesknowledge.com
https://topthreenews.com
https://www.ardipura.jayapurakota.go.id
toto slot
Cerita Pilu Berubah Menjadi Berkah, Kakek Sugiono Berhasil Jackpot Main Mahjong Ways 2 Dengan Modal Receh, Meledak Diputaran Spin Terakhir Sukses Bikin Penonton Terharu, Olympus1000 Berikan Kakek Usia 73 Tahun Jepe Ratusan Juta Dibantul Rayuan Manja Starlight Princess1000 Berhasil Berikan Kemenangan Manis Kepada Remaja Berusia 18 Tahun Di NTT Bikin Merinding, Sambaran Petir Dewa Olympus Berhasil Menjadikan Andika Orang Terkaya Saat Di Jawa Tengah Libur Tahun Baru Semakin Dekat, Starlight Princess1000 Siapkan Tiket Kemenanagan Ratusan Juta Serta Banjir Wiild dan Scatter Di Accslot88 Bermain Santuy Dan Tanpa Beban Menjadi Kunci Sukses Bang Dery Mendapatkan Kemenangan 25 Juta Dengan Modal 35 Ribu Pembentukan Satgas Nataru, Bonanza Gold Berhasil Berikan Member Banyak Kemenangan, Terutama Member Yang Melakuakan Deposit Dengan Modal Receh Diikuti 16 Negara, Event Resmi Scatter Hitam Mahjong Wins 3, Philipina Jadi Tuan Rumah. Main Sekarang Dijamin Jepe Beda Tipis Dengan Mahjong Ways 2, Mahjong Wins 3 Sudah Berhasil Berikan Banyak Kemenanagan di Nagabet76 Pesan Menohok Langsung dari Bandar kakek Zeus Olympus1000 Server Singapore: Modal 20k Via Dana Paling Mudah Menang Diakhir Tahun Gunakan Trik Sah Terbaru Banjirkan Kemenangan Mahjong Ways Akhir Tahun Hanya Disini Anti Rungkad Pemain Baru Pasti Selalu di Manja Mari Merapat Rasakan Kemenangan Akhir Tahun Bersama Kami Situs Mahjong Paling Gampang Menang Hanya Disini Gabung Sekarang Juga Viral Mahasiswa UGM Temukan Situs Ramah Kemenangan Pemula Akhir Tahun Cara Aman Bermain Dengan Modal Kecil Wajib Menang di Sugar Rush Mahjong Wins Kembali Rayakan Event Banjir Wild 100000 di Akhir Tahun Main Tenang Sudah Pasti Menang, Cukup 5 Menit Langsung Jackpot Starlight Princess Jelang Akhir Tahun Banjir Kemenangan Dengan Trik Terbaru Tangis Bahagia Tukang Kayu Bebas Dari Hutang Usai Menang di Wisdom Of Athena Begini Proses Pengamanan Scatter Hitam Mahjong Ways 2 Yang Jatuh Depan Rumaha Pak Yayan Seorang Warga Asal Jatim Peluncuran Scatter Terbaru Olympus1000 Menjadi Hal Yang Paling Ditunggu Netizen, Jackpot Auto Jadi Miliarder Dadakan Kabar Gembira Buat Penggemar Mahjong Wins 3, Mendekati Akhir Tahun Suka Bagikan Scatter Hitam Sampai Luber Klarifikasi Langsung Pihak Pragmatigplay: Mahjong Wins 3 Bet 400 Perak dan Yang Beruntung Berhak Mendapatkan Perkalian 100 Ribu Kali Lipat Kemenangan Sejarah Baru Pecah Kembali, Scatter Hitam Mahjong Wins 3 Semakin Galak dan Penuh Sensational Mengenal Meta Ai Pada Whatsapp, Bisakah Bantu Kemenangan Game Online? Cek Caranya Disini Cara Menggunakan Meta Ai Yang ada Pada Whatsapp, Ketahui Cara Starlight Princess1000 Dengan Mudah Disini Apa Saja Funfgsi Meta Ai Pada Whatsapp? Cek Dampak Positifnya Pada Player Olympus1000 Merangkul Member Yang Memiliki Modal Minim, Nagabet76 Berikan Game Dengan Bet Kecil Mulai 400 Perak Paling Mudah Jepe Berita terbaru Dari Iphone: Keluarkan Iphone Layar Lipat Pertama yang Membuat Main Mahjong Wins 3 Semakin Nyamaman PBB Memperkirakan Ada 1 Juta Player Aktif Mahjong Wins 3 Mendapatkan Scatter Hitam Secara Beruntun Dalam 6 Bulan Terakhir Di Joyslot88 Apple Smartphone On This Day: Terbukti Jadi Faktor Kunci Kemenangan Bermain Mahjong Ways 2 Dengan Modal Receh Jepe Ratusan Juta Sungguh Diluar Dugaan, Pak Dedi Mendapatkan Jackpot Ratusan Juta Sweet Bonanza100 Hanya Dalam 30 Menit Dengan Modal Receh Boyong Semua Pengahargaan Bergengsi Diakhir Tahun di Hongkong, Starlight Princess1000 Berikan Banyak Kemenangan Kepada Member Joyslot88 Mendukung Penuh Kelancaran Arus Mudik Nataru, Joyslot88 Menyediakan Starlight Princess1000 Sebagai Hiburan Diperjalanan Hendry Sibuaya Palayboy, Merupakan Kode Kebertungan Bagi Pemiliknya, Berhasil Jacpot Miliaran Pada Permainan Olympus Server Hongkong Kurang Lebih Bermain Bonanza Gold Selama 45 Menit, Seorang Ibu Rumah Tangga Asal Pasuruan Berhasil Wede 25 Juta Tata Cara Membaca RTP Yang Benar Agar Cuan Konsisten Dan Terhindar Dari Boncos, Simak Caranya Disini Dian Terkejut Setengah Mati, Melihat 4 Scatter Hitam Turun Secara Bersamaan Cek Akun Danamu Sekarang, Sudah Cair 500 Ribu: Main Starlight Princess1000 Hari Ini Dijamin Jepe, Langsung Masuk Ke Akun Danamu Hasil Penelitian Terbaru: Ilmuwan Ciptakan Baterai yang Tahan Ribuan Tahun, Bisa Bertahan Lama Main Mahjong Ways 2 Sampai Hari Ini Belum Pernah Jepe Dari Mahjonf Wins 3? Kasihan Sekali kamu Dek. Cek Cara Cepat Jepe Ala Bang Didi Dompet Dan Rekening Tebal Terisi dari Olympsu1000, Mantap Menatap Tahun Baru 2025 yang Akan datang Berita terbaru Dari Iphone: Keluarkan Iphone Layar Lipat Pertama yang Membuat Main Mahjong Wins 3 Semakin Nyamaman Geger, 16 Satelit Mendadak Bergeser Ke arah Philipina, Ternyata Selruh Dunia Ikut Menyakasikan Event Scatter Hitam Terbesar Didunia Gates of Olympus Dice Game Favorit Netizen di Bulan Desember Mahasiswa UI Temukan Cara Modal Kecil Menang Besar di Olympus Pemain Baru Dijamin Puas Cukup 5 Menit Langsung Keluar Jackpot Situs Favorit Bagi Para Pemula Terkuak, Coba Sekarang Juga Tangis Bahagia Marry Usai Jackpot Besar di Fortune Rabbit Jelang Natal Demi Amankan Mudik Nataru 2025, Olympus1000 Dari Accslot88 Berikan Kemudahan Menang Kepada Semua Member Pertanyaan Netizen Paling Banyak Saat Ini: Bagaimana Cara Scatter Mahjong Way 2 Bisa Turun Terus? Kupas Tuntas Trik Jepe Paus Disini Setelah Mengetahui Dirinya Dipecat, Pak Sugi Memilih Berpikir Jernih Dan Mulai Main Starlight Princess1000 Dengan Bet Rendah, Alhasil Dapat Jepe Banyak Perntanyaan: Simbol Scatter Mahjong Wins 3 Mana Sajakah Yang Boleh di Tekan ? Simak Trik Maxwinnya Disini Banyak Yang Menyepelekan Game Mahjong Ways 2, Dengan Trik Sederhana Dari Mbok Teti Dijamin Mudah Dapat Maxwin Aneh Bin Ajaib, Modal Rollingan 25 Ribu Bisa Wede Hingga 23 Juta, Player Nagabet76 Ini Ucapkan Terimakasih Besar Kepada Admin Yang Memproses Wedenya Bingung Bagaimana Caranya Maksimalkan Keuntungan di Mahjong Ways 2? Simak Caranya Disini Bosku Kuci Menjadi Player Sukses: Miliki Strategi Bermain Memenangkan Mahjong Ways 2, Diawal Masuk Dengan Modal Receh Banyak Yang Tidak Mengetahui Cara Bertaruh yang Efektif, Simak Strategi Taruhan Yang Benar Agar Tidak Boncos Terjadi Ledakan Scatter Hitam Mahjong Wins 3 Di NTT, Ini Tips Simple untuk Mengalahkan Rekor di Mahjong Ways Sebelumnya 2 Sayarat Mudah Menjadi Player Berpengalaman Dengan MAxwin Konsisten Main Starlight Princess 6 Pilihan Genre Game Online Yang Cocok Dimainkan Mendekati Libur Tahun 2025, Sweet Bonanza1000 Ada Paling Disukai Detik-Detik Ko Darwin Menadapatkan Kemenangan Fantastis Dengan Modal Receh Hari Selasa Kemarin Wow! Ternyata Mudah Menggunakan Meta Ai Pada game Online Mahjong Wins 3. Dijamin Jackpot Dengan Cara Ini Kemenangan Terakhir Ini Menjadi Harapan Terakhir Ko Denis, Main Olympus1000 Menang Ratusan Juta Ini Jadwal Operasional Scatter Hitam yang Siap Membantu Anda untuk Menang di RAJA168 Sejumlah Pemain Mahjong Wins 3 di RAJA168 Berikan Saran Tepat untuk Meraih Kemenangan RAJA168 Berikan Potensi Menang Rp 250 Juta di Mahjong Wins 3, Ini Caranya RAJA168 Akan Mengawal Kemenangan Bagi Warga Grogol yang Suka Main Mahjong Wins 3 Generasi Baru dari Inovasi Pola Mahjong Wins 3 yang Berhasil Diciptakan RAJA168 Suasana Gembira Pemain Mahjong Ways di RAJA168 yang Berhasil Meraih Kesuksesan di Yogyakarta Prioritaskan Dunia Game Online, Pakar dari RAJA168 Siapkan Total Hadiah Hingga Rp 5 Miliar Rupiah di Bandung Jenis-jenis Alur Permainan di Mahjong Ways yang Wajib Dipahami Pemain dari RAJA168 di Bali PG Soft Tekankan Pentingnya Bermain Menggunakan Trik Jitu dari RAJA168 di Medan Demi Penuhi Keinginan Menang di Mahjong Ways, Pemuda Asal Surabaya Ini Daftar di RAJA168 dan Berhasil Menang Besar di Malang 4 Tren Bermain Mahjong Ways Terbaru yang Dirilis Oleh RAJA168, Bisa Tingkatkan Kemenangan di Akun Anda! di Palembang Apa Saja Benefit Jika Anda Bermain Mahjong Ways di Situs RAJA168? Berikut Penjelasannya di Makassar 7 Cara Ampuh Meraih Kemenangan di Mahjong Ways, Simak Panduan Akurat dari RAJA168 di Semarang Pentingnya Bermain Mahjong Ways di Situs Resmi, Simak Panduan Menang dari RAJA168 di Batam Situs Resmi RAJA168 Menyediakan Banyak Cara Menuju Kemenangan di Mahjong Ways! Simak Panduan Berikut di Cirebon Indonesia Jadi Tuan Rumah Mahjong Ways, Ini Berkat RAJA168 yang Jadi Pilihan Terbaik Pemain Aktif di Surabaya Evakuasi Korban Rungkad di Situs Abal-abal, RAJA168 Gandeng Para Pemain untuk Sukses di Mahjong Ways di Bogor Pahami Aturan Main Mahjong Ways Berikut Ini yang Bisa Tingkatkan Kemenangan di RAJA168 di Makassar Sejumlah Pengemudi Ojek Online Meraih Kemenangan Rp 89 Juta Rupiah di Mahjong Ways Berkat Saran dari RAJA168 di Yogyakarta Tak Hanya Basa-basi, RAJA168 Telah Gandeng PG Soft untuk Bocorkan Cara Menang di Mahjong Ways di Malang Modal Terjangkau Bisa Menang Fantastis di RAJA168? Simak Cara Menang di Mahjong Ways di Bandung Catat Waktunya, Ini Jadwal Pasti Kemunculan Scatter Hitam di RAJA168 di Surabaya 3 Manfaat Bermain Mahjong Ways Dengan Menggunakan Pola Akurat dari RAJA168 di Palembang Jadi Sorotan, Adakah Cara Ampuh Menang di Mahjong Ways? Simak Panduan dari RAJA168 di Denpasar RAJA168 Semakin Dikenal Warganet, Simak Panduan Terbaik untuk Menang di Mahjong Ways di Medan Program Kemenangan Mahjong Ways dari RAJA168 Sangat Nyata, Simak Cara Menangnya di Jakarta Kenali Penyebab Munculnya Scatter Hitam di RAJA168, Simak Penjelasan Berikut di Semarang Ahli Beberkan Pola Jitu dari RAJA168 Sangat Ampuh untuk Menang di Mahjong Ways di Surabaya 4 Cara Mencegah Kekalahan di Mahjong Ways dari RAJA168 di Makassar Jurus Menang di Mahjong Ways dari RAJA168: Pemula Pasti Sukses Main Disini! di Medan Ada Banyak Cara untuk Menang di Mahjong Ways, Simak Panduan dari FIJISLOT di Cirebon Pahami Aturan Main di Mahjong Ways dari FIJISLOT, Jangan Asal Pakai Pola Ilegal di Yogyakarta 5 Hal Sederhana yang Bisa Pemain Mahjong Ways Lakukan untuk Meraih Kemenangan di FIJISLOT di Batam Catat Wakunya, Ada Event Besar di Mahjong Ways yang Akan Hadir di FIJISLOT di Surabaya 3 Manfaat yang Akan Anda Dapatkan Jika Bermain Mahjong Ways di FIJISLOT di Bandung 5 Teknik Baru Main Mahjong Ways Karya BOS288 yang Terbukti Akurat di Jakarta 5 Tips Meningkatkan Keuangan Hanya Dengan Bermain Mahjong Ways di BOS288 di Bali Realisasi Kemenangan di Game Mahjong Ways Dengan Bermain Menggunakan Trik Jitu dari BOS288 di Makassar Uji Coba Pola Baru untuk Main Mahjong Ways Telah Berhasil Disukseskan Oleh BOS288 di Medan Ramai Soal Kemunculan Scatter Hitam di BOS288, Sang Pemburu Kemenangan Langsung Daftar di Cirebon Strategi Aman dari RAJA168 yang Menghasilkan Ratusan Juta Rupiah di Mahjong Ways di Jakarta Apa Saja Faktor Penyebab Kemenangan di Mahjong Ways? Simak Panduan dari RAJA168 di Surabaya Ekspansi Besar-besaran PG Soft dalam Mengembangkan Kemenangan di RAJA168 di Bali Sedikit Lagi, Proyek Kemenangan di Mahjong Ways Akan Mudah Diraih Pemain RAJA168 di Medan 2 Cara Bermain Mahjong Ways yang Menguntungkan, Simak Pola Terbaru dari RAJA168 di Palembang Candy Blitz Bombs Berikan Ledakan Kemenangan Besar Jelang Natal Gates of Gatot Kaca Bagi-Bagi Kado Jelang Natal, Banyak Warga Kaya Raya Great Rhino Megaways Permainan Favorit Netizen Cari Cuan di Akhir Tahun Joker Jewels Wild Bagikan Kemenangan Maksimal Dengan Modal Kecil Hari Ini Wild West Gold Mendapatkan Gelar Game Terbaik Akhir Tahun Atasi Krisis Keuangan, Mahjong Ways Bagikan Kemenangan Kepada Member Setia Festival Jackpot, Rasakan Kemenangan Jackpot Setiap Hari Jelang Akhir Tahun Menjelang Natal Wild Bounty Showdown Bagi-bagi Kado Menang Super Luar Biasa Pria di Makassar Temukan Cara Mudah Menangkan Mahjong Ways di Akhir Tahun Siasat Marwan Jelang Akhir Tahun Jackpot Besar di Game Rekomendasi Bocoran Dari Eks Admin Acclsot88 Langsung, Pola Gacor Mahjong Ways 2 yang Paling Dicari Dipenghujung Tahun Ini, Simak Ya Dijamin Untung Bagaimana Cara Menggunakan Fitur Maxwin Starlight Princess1000 Deposit Murah Serta Anti Boncos. Cek Trik Jitunya Disini Ini Dia Cara Terbaik Untuk PEmula Agar Main Olympus1000 Menjadi Optimal dan Bisa Profit Konsisten, Yuk Cek sekarang Apa Yang Terjadi Jika Ribuan Para Pencari Cuan Olympus1000 Bergabung Accslot88 Sekarang? Dijamin Jepe Dengan Modal Receh Mau Tau Strategi Jepe 100X Lipat Dari Modal? Ikuti Trik Jitu Dari Ko Ahau Sang Sepuh Mahjong Ways 2 Di Bantul Siapa Bilang Main Bonanza Gold harus Dengan Mdal Besar? Di Nagabet76 Bisa Main Sepuasnya Dengan Modal Receh Dijamin dapat Jepe Paus Banyak strategi Bermain Olympus1000, Tetapi Cara Ko Ahau Menaklukkan Petir Zeus Ini Sudah Terbukti Menangkan Ratusan Juta Secara Konsisten Ini Dia Rahasia Simpel Tapi Memiliki Efek Yang Besar: Perhatikan Taktik Strategis Bermain Sweet Bonanza1000 Dengan Sabar dan Modal Secukupnya Kemenangan Merupakan Hal Yang Paling DiinInginkan Player, Tapi Bingung Caranya: Ini Tips Memaksimalkan Kemenangan Bermain Olympus1000 Paling Mudah Cuan Jangan Asal Main Bosku, Wajib Pahami Pola Permainan Mahjong Ways 2 Agar Cuan Konsisten.Yuk Simak Bersama-Sma Tipsnya Disini Hai SLot Lovers! Sudahkah Kalian Mengetahui Fitur MAxwin Scatetr Hitam Mahjong Wins 3 Terbaru? Simak Tutorial Memaksimlakannya Disini Panduan Lengkap Dari Ko Afuk Strategi Menggunakan Pola Maxwin Legendaris Mahjong Wins 3 Yang Belum Banyak Diketahui Orang Wanita Suka Laki-LAki Susah Ditebak: Strategi Tak Terduga Bro Dony, Memainkan Scatter Hitam Yang Meningkatkan Peluang Menang di Mahjong Wins 3 Terjadi Kembali Keajaiban Mahjong Wins 3 Penuh Scatter Hitam Berhasil Membuka Pintu Keuntungan Besar Player Asal Bali Kemenangan Merupakan Hal Yang Paling Diinginkan Player, Tapi Bingung Caranya: Ini Tips Memaksimalkan Kemenangan Bermain Olympus1000 Paling Mudah Cuan Bisakah Lansung Dapat Free Spin Olympus1000 Pada Putaran Awal? Tentu Saja Bisa, Nagabet76 Akan Bongkar Pola Rahasianya Kali Ini Saja Ini Dia Cara Paling Tepat Menguasai Strategi Jackpot Mahjong Wins 3 Dengan Modal Receh Jangan Main Sebelum Bisa Memahami pola permainan di Mahjong Ways 2 Dan Jam Bermain Yang Tepat. Cek Caranya Disini Terbongkar Cara Pak Mudrik meningkatkan kemenangan beruntun Starlight Princess secara Instan Dengan Modal Kecil Aja Pernahkah Kalian Berpikir Adalah Tips Menang Besar Di Mahjong Wins 3 Dengan Modal Receh? Intip Tips Rahasia Dar Eks Admin Ini Awas Penipuan! Hanya Disini Treasure Of Aztec Banjir Kemenangan Geger Warga Indonesia Banyak Kaya Raya Usai Menang di Ninja Racoon Frenzy Ini Beberapa Varian Cara Raih Kemenangan Cepat di Lucky Clover Lady Kata Ibunda dan Adik Soal Marwan Menang Besar di Three Crazy Piggies Penampilan Baru Ujang Usai Menang Besar Jelang Natal di Gates of Olympus X-Mas Kejutan Besar Akhir Tahun: Rahasia Tersembunyi Olympus1000 Berikan Maxwin Dengan Modal Kecil Kalau Belum Ahli Wajib Baca Ini: Memahami Dasar-Dasar Mahjong Wins 3 untuk Pemula. Dijamin Jepe Mengungkap Strategi Bermain Olympus Secara Efektif Dan Sudah Terbukti Berikan Kemenangan Strategi Terbaik Bermain Mahjong Ways 2 Menjelang Akhir Tahun Buka-Bukaan Tips Penting untuk Meningkatkan Konsentrasi Agar Menang Besar Bermain Sweet Bonanza1000 Tetap Konsisten Adalah Cara Terbaik Mendpatkan Kemenangan Besar Dengan Modal Receh Di Sweet Bonanza1000 Intip Kisah Sukses Pak Dede Seorang Pemain Mahjong Ways 2 Berpengalaman, Kini Sudah Punya Ratusan Hektar Tanah Kesepakatan Perjanjian Pihak Provider Mahjong Wins 3 Dengan Joyslot88: Berikan Semua Kemenangan Kepada Player Setia Mahjong Wins 3 Cara Cek Tanda-Tanda Banjir Kemenangan Mahjong Ways di Akhir Tahun Desember Puncak Kebanjiran Menang Super Luar Biasa di Mahjong Ways Gunakan Tips dan Trik Ini Agar Rasakan Kemenangan Setiap Hari Tanpa Henti Tips Dapatkan Scatter Terbaru Yang Lagi Viral Di Incar Oleh Netizen Ubah 20 Ribu Mu Jadi Jutaan Rupiah Disini, Sudah Terbukti Bukan Janji Belaka Toto Slot Cara Efektif Bermain Ganesha Fortune Dengan Modal Kecil: Main Di Saat Weekend Paling Mudah Menang Cerita Nyata Player Lucky Neko Asal Lombok: Pengalaman Kemenangan Pemain Berkat Pola Lucky Neko, Modal 50 Ribu Jadi 15 Juta Pentingnya Pengetahuan Mendalam Tentang Mahjong Wins 3 Agar Wede Konsisten Setiap Hari Meski Modal receh Begitu Pentingnya Peran Startlight Princess1000 Sebagai Hiburan Saat Liburan Nataru 2025, Simak Cara Menangnya Disini Tips dan Trik Jitu Rahasia Bermain Starlight Princeess1000 Dengan Modal Receh Via Dana, Jepe Paus gak Tandingannya Jangan Risau Dengan Modal receh, Nagabet76 Berikan Game Mudah Maxwin Mahjong Wins 3. Langsung Disetting Admin Mengapa Starlight Princess1000 Tetap Menjadi Favorit Gen Z? Mudah Dimainkan Dan Pasti Peduli Terhadap Member Baru Yang Memiliki Modal Receh Tips untuk Meningkatkan Peluang Meraih Scatter Hitam Saat Long Weekend Dengan Modal Receh Terbongkar Trik Agar Bisa Kantongi Jutaan Rupiah Dari Game Mahjong Wins 3 Dengan Cara Simple Ini, Cek Dsisini Tips untuk Meningkatkan Peluang Meraih Scatter Hitam Saat Long Weekend Dengan Modal Receh Trik Jitu Pemnacing Keluarnya Scatter hitam Mahjong Wins 3 Dengan Cara Sederhana: Depo Via Dana Paling Sering Dapat Scatter Hitam Banyak pemain telah meraih kesuksesan besar di Mahjong Ways 2, Kamu Kapan? Cek Trik Rahasianya Disini Bosku